Sahabe’nin önemi

Önderlerimiz, liderlerimiz Allah ve Resûl’ünün razı olduğu, imanlarını amelleriyle ispatlamış, imanın hakikatine ermiş güzel insanlar. Bizleri İslam’la tanıştıran, imanımıza vesile olan, bizleri Cennet’e taşımak için dünyalarından vazgeçen fedakar insanlar. Onlar bizim kahramanlarımız, hatırladıkça gururlandığımız, örnek almaya çalıştığımız, Resûl’ullahın yüzünü güldüren, peşinden gidenleri Cennet’e götüren güzel insanlar. Onlar Allah’ın dostu, yüce Resûl’ün kardeşleridir.

Kafirler onları baskı ve şiddetle dinlerinden vazgeçmeye zorladıklarında, işkencelere boyun eymeyen, koca kayaların altında ezilirken, kızgın kumların üzerinde bedenleri yanarken, ateşler içinde kavrulurken dahi “Allah birdir” diye haykıran mucize insanlardır. Açlıktan ölen, çocukları için gözyaşı döken ama yine de Resûl’ü terk etmeyen, aç susuz kalmaktan değil, inançsız kalmaktan korkan, imanlarına ölesiye sahip çıkanlardır. İmanları uğruna yurtlarını terk eden, önce Habeşistan’a sonra Medine’ye göç eden Muhacir’lerdir. Daha düne kadar hiç görmedikleri muhacirlerle, yerlerini, yurtlarını bir dilim ekmeğini paylaşan, kendileri muhtaç olduğu halde, din kardeşlerini kendilerine tercih eden Ensar’dılar.

Onlar Bedir’de küfrün belini kıran, Ömer oldular, Ali oldular. Uhud’da Efendimizin önünde canlarını feda eden Mushab oldular, Hamza oldular. Muhammed Aleyhisselam şehit olduktan sonra yaşamanın ne anlamı var, diyerek düşmanın içine dalan, son nefesinde bile Efendimizin sağlığını düşünen, yakınlarına Peygamberini korumayı vasiyet eden Enes oldular.

Hendeğin karşısındaki koca ordudan korkmayan, kaçmayan mazeret üretmeyendir onlar. Dağları sarsan düşmanın çokluğu, yalnızca imanlarını artırmıştır. Onlar, ölümle burun buruna geldiklerinde ” Allah bize yeter, o ne güzel vekildir”  diyenlerdir.

Onlar Mekke’yi feteden muzaffer komutanın şan ve şeref sahibi askerleri, Kâbe’yi şirkin pisliğinden temizleyen, putları kıran tevhit erleridirler. Tebük seferinde Bizans İmparatorluğuna ve bütün dünyaya meydan okuyan, Mute destanını yazanlardır onlar. Onlar Resûl’e vefa gösterenler, Yemame’de, Yermük’te, Kadisiye’de Allah ve Resûl için, Allah’ın adının yücelmesi için şehadete erenlerdir.

Onlar Müminlere karşı merhametli, kâfirlere karşı şiddetlidir. Allah yolunda cihad eden, hak yolda kınayanın kınamasından korkmayanlardır. Onlar insanlar içerisinden çıkarılmış, Hakk’a çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden en hayırlı ümmettir. Yüzlerinde nur, alınlarında secde izleri vardır. Onlar insanlık tarihinin en hayırlı nesli, cehennemin yakmayacağı saadet ehlidir.

İşte onlar Muhammed Aleyhisselam’ın yüce ashabıdır. Onlar bizim rehberlerimiz, karanlıklarımızı aydınlatan yıldızlarımız, nur yüzlü kandillerimizdir.

Onları sevmek Allah ve Resûl’ünü sevmektir. Zira Allah onlardan ve onlara güzellikle uyanlardan razı olmuş; onlar için ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.

Onların duası bizim de duamızdır. Nasıl her peygamberin ayrı bir özelliği, güzelliği ve üstünlüğü var da bütün bu güzellikler bir araya gelmiş ve Muhammed Aleyhisselam’da toplanmışsa ümmetlerin de bütün üstün vasıfları ve faziletleri Ashab’ı Kiram’da vücud bulmuştur. Sözler, onların hakkını verip de layıkıyla övemez, ancak onları anlatmakla sözlerin bir kıymeti olur. Salât ve selam hak davanın önderine, onun ailesine ve ashabına olsun.

 

1,036 total views, 1 views today

Bir cevap yazın