Peygamber efendimiz (s.a.v.) hadisi şeriflerinde “İnsan, tarihinin en hayırlı nesli” diye övdüğü Allah (cc) tarafından seçilmiş, Resurullah’ın mübarek ellerinde yetişmiş, yeryüzünün en nasipli insanlarıdır.
Sahabe-i İkram efendilerimiz bizler için sadece tarihin bir döneminde yaşamış şahsiyetler olarak kalmamalıdır. Onları tanımak, bilmek geçmişe bir özlem değildir. Sahabeyi tanımak, anlamak aynı zamanda Allah’ı, Peygamberi, Kuran’ı dolayısıyla İslam’ı tanımanın en doğru yollarındandır. Her türlü olumsuzluğa ve ağır imtihanlara karşı, beşerin neler yapabileceğini gösteren en güzel numunedirler. İdeal kulluğun ne olduğunu, doğru yolda nasıl yürüneceğini yaşadıkları hayatlarla ortaya koymuşlardır.
– Sehabe öncü bir nesildir.
– Kur’an’ı Kerim’i rivayet etmiş bir nesildir.
– Şehadeti ananın, babanın, evladın, malın, mülkün önüne koymuş bir nesildir.
– Allah ve Resul yolunun delisi divanesi bir nesildir.
– Ahiret için dünyasını feda eden bir nesildir.
– İslam için çok sevdikleri Mekke’yi, Kabe’yi bile feda eden bir nesildir.
– Allah ve Resul’ü memnun etmiş bir nesildir.
Allah hepsinden ebedi razı olsun.
Sahabe’nin önemini anlatan şöyle bir menkıbeyle son vereyim;
Dönem Hz. Ömer (ra)’nin hilafet dönemi. İslam ordusu Amr Bin AS (ra) komutasında Mısır’a kuşatma yapar, uzun bir süre kuşatmadan sonuç alınamayınca Amr Bin AS (ra) Hz.Ömer (ra)’dan takviye kuvvet ister. Kuşatmanın uzun sürmesine ve sonuç alınamamasına sinirlenen hz. Ömer (ra) komutana şöyle haber gönderir;
“Sana dört tane adam (SAHABE) gönderiyorum. Her biri bin kişiye bedel dört adam. Mısır’ı onlarla feth edeceksin.” diyor. Allah Resulünün öğrencisi dört büyük adam gider ve Mısır feth edilir.
Allah ve Resulünün öğrencisi olursak
Allah ve Resulünün yolundan gidersek
Bizlerinde birini bin yapacaktır inşallah
Bin kişiye bedel olabilmek dileyiğle…
1,589 total views, 1 views today
Kimdir?
1976 Salbaş doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Salbaş’ta tamamladı. Adana Merkez Endüstri Meslek Lisesi mezunu. 1999 yılından bu yana Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)’da makina teknisyeni olarak görev yapıyor. Evli ve iki kız çoçuğu babası.
Sahabe, Diyanet İslam Ansiklopedisi’ne göre, Hz. Peygamber’in sohbetine katılanlar anlamında bir terimdir.
“Gerek çevrenizden ve gerekse şehir halkından olan Araplardan bazıları ikiyüzlüdür. İkiyüzlülükte küstahlaşmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliyoruz…” Tevbe 101.
Bu ayetten de Peygamberimizin çevresindeki bazı kişilerin münafık olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla yukarıdaki sahabe tanımını baz alırsak, bu ayette açıkça bizim sahabe diye nitelendirdiğimiz insanlar arasında münafıkların da olduğu anlamı çıkıyor.
Şimdi soru şu; bu ayet karşısında, bu yazıya ve genel kabul gören anlayışa göre “tüm iyi ve ahlaki niteliklere ve hatta kutsiyete haiz kişiler” anlamındaki sahabe anlayışı sorunlu duruma düşmüyor mu? Hatta Hz. Ali ile Hz. Ayşe arasındaki Cemel Vakasını/Savaşını bu sahabe tanımında nereye yerleştirmek lazım? Yoksa bizim hayalimizdeki ideal sahabenin gerçeklerle pek alakası yok mu?