Bir yörük geleneği olan ayna tutmak deyiminden biraz bahsederek unutulmuş bir geleneğe ayna tutmak istiyorum. TDK’ye göre Yansıtmak, göstermek olarak tanımlanmıştır ayna tutmak.
“Bu tablolar geçmişe ayna tutuyor.” Cümlesinde birincil anlamı kullanılmıştır. Yörük Türkmen geleneğinde ayna tutmak deyiminin bir de yan anlamı vardır. Bizden iki kuşak önceki yörüklerin tamanın cebinde ayna, tarak, mendil ve çakı demirbaştı. O minik mendillerin dağda bayırda bir sofra gibi serildiğine çok şahit oldum. Arkası kuşlu aynalarda saç tarandığını sadece Cem Karaca’nın “işçisin sen. İşçi kal.” Şarkısında da duymadım. Toroslarda davar güden Yörüklerin bu saç tarama ritüeline Bizzat şahit oldum. Peki şalvar cebinde taşınan bu aynanın saç taramak dışında başka önemli bir işlevi yok muydu? Elbette vardı. Şalvar cebine bir ayna alıp koymak bir Toros Yörüğünün ergenliğe adım atmasının en önemli göstergesiydi. Ve hatta pamuk veya çapa ırgatlığından kazanılan ilk yevmiye ile Kuru Köprü, Kız Bakkal veya Salbaş’tan yuvarlak kapaklı cep aynası alınırdı.
Günümüzde DM’den yürüme, like atma, çaldırıp kapatma, sms atma, Tik-Tok, tut-çek,, çek-yat gibi hoyrat yöntemler ile kadın erkek ilişkileri kurulmaya çalışıyor. İletişimin dijitalleştiği, dijitalleştiği kadar sığ ve hoyratlaştı göz önüne alındığında atalarımız nasıl flörtleşiyordu? Rahmetli Dedem Mehmet Akkuş, Etekli Köyü Tabanlı Mahallesinden, Küp Mahallesine ayna tuttuğunu, yanık sesi ile söylediği“Zeynebim” türküsüne Nenem Zeynep Akkuş’un vurulduğunu anlatırdı. Bir aynanın şavkına gönül veren yörük kızları, ya telli duvaklı gelin olurmuş. Ya da aynanın şavkına bohçasını alır kaçarmış.
Ayna tutma ile mayalanan o evliliklerin daha saygılı, huzurlu ve bir ömürlük olduğunu hepimiz biliyoruz. Çeşmenin başında buluşulduğu, aynanın şavkına gönül verildiği gerçek aşkın yörük dağlarında hüküm sürdüğü geçmişe özlem duymamak elde değil. Bu haftaki yazımı, memleketimizden çıkan Halk Ozanımız Karaca Oğlan’ın şiiri ile bitireyim. Görüşmek dileğiyle. Sağlıcak ile kalın efendim.
Bir Kız Bana Emmi Dedi
Karacaoğlan
Değirmenden geldim beygirim yüklü.
Şu kızı görenin del’olur aklı.
On beş yaşında kırk beş belikli.
Bir kız bana emmi dedi neyleyim?
Birem birem toplayayım odunu.
Bilem dedim bilemedim adını.
Albıstan yanaklı Türkmen kadını.
Bir kız bana emmi dedi neyleyim?
Bizim ilde urum olur uç olur.
Sızılaşır bozkurtları aç olur.
Bir yiğide emmi demek güç olur.
Bir kız bana emmi dedi neyleyim?
Karac’oğlan der ki n’olup n’olayım?
Akan sularınan ben de geleyim.
Sakal seni makkabınan yolayım.
Bir kız bana emmi dedi neyleyim?
3,241 total views, 3 views today
Kimdir?
Adana doğumlu. İlköğretimini Adana’da, lise eğitimini ise Balıkesir Çok Programlı Astsubay Hazırlama Okulu’ nda tamamlamıştır. Kara Havacılık Okulu’ ndaki temel eğitimini müteakip uçak helikopter teknisyeni astsubay olarak Malatya’da göreve başlamıştır. 1999-2004 yılları arasında Malatya’ da, 2004-2013 yılları arasında Ankara’ da değişik birliklerde görev yapmıştır. Atanmış birliğinin dışında geçici görevlendirmelerle hemen hemen tüm yurtta özveri ile çalışmıştır. Askerlik görevi sırasında okumakta olduğu Yakındoğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ nden (burslu) 2007 yılında mezun olmuştur. Zorunlu hizmet yükümlüğünün sona ermesini müteakip 02.01.2013 Tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden istifa etmiştir. Profesyonel askerlik hayatında statü hukukuna inat bir çok emsal niteliğinde kararın alınması için mücadele etmiş ve muvaffak olmuştur. Bu kararların bir kaçı sitemizde yargı kararları başlığı altında sunulmuştur.
Avukat Mehmet Erkan AKKUŞ Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ nde Kamu Hukuku dalında yüksek lisans eğitimini tamamlamış ve halen Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümünde lisans eğitimine devam etmektedir. Aynı zamanda Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Hukuk Komisyonu Başkanıdır.
Çalışmaları:
Adil Yargılanma Hakkı Bakımından Askeri Ceza Yargısı Yüksek Lisans Tezi
Gelecek Yüzyıl dergisinde sürekli yayımlanan ve hukuki konularda yazılmış olan makaleleri
Habertürk ve Milliyet Gazetelerinde yayımlanan makaleleri