Bir zamanlar “ayıp” denilen, “edep” denilen, “mahrem” denilen kavramların bu kadar ucuzladığı, toplumun gözünün içine baka baka yerle bir edildiği bir dönem yaşamadık. Ama artık yaşıyoruz. Sosyal medya adı altında açılan internet kanallarında, ne yazık ki Türk kültürüne, geleneklerimize, örf ve adetlerimize taban tabana zıt içerikler, pervasızca, utanmazca servis ediliyor. Hem de gençlerin gözüne sokar gibi, ahlaksızlığı normalleştiren bir pişkinlikle!
Adını anmayı bile zül kabul ettiğim bir şahsiyetin sunduğu bir program var. Ne yazık ki “Konuşanlar” gibi masum bir isimle pazarlansa da, aslında içeriği tam anlamıyla bir kültür erozyonudur. Genç kızlar oraya çıkarılıyor, program boyunca ağız dolusu küfürler, cinsellik dolu ima ve ifadeler havada uçuşuyor. Millete utanmazca, yüz kızartıcı sorular soruluyor, bedenler reyting malzemesi yapılıyor. Bu nedir? Komedi mi? Mizah mı? Hayır! Bu düpedüz utanmazlıktır! Bu rezaletin ta kendisidir!
Yayın adı altında, şarlatanlığın meşrulaştırıldığı, gençliğe rol model olarak sunulan bu ahlak yıkımı karşısında susan, sessiz kalan herkes bu suçun ortağıdır. Bu program sadece ekranlarda değil, sokakta, okulda, evde, gençlerin zihninde ahlaki çöküşe sebep oluyor. O programa çıkanlar mı suçlu sadece? Ya bu içeriği destekleyenler, bu videoları paylaşanlar, izleyip reyting kasanlar? Hepiniz aynı bataklığın parçasısınız!
Bir zamanlar biz büyüklerimizin yanında bacak bacak üstüne atamaz, söz alırken dahi iki kez düşünürdük. Baba sofrada otururken sessizlik hâkim olurdu. Şimdi ne oldu? Ekranlarda edepsizlik sergilemek “cesaret”, “doğallık” oldu. Nezaket, zarafet, saygı, haya… Hepsi ayaklar altına alındı.
Eskiden bir şeyi yapmadan önce “el ne der?” diye düşünürdük. Mahalle baskısından değil, utanma duygusundan, vicdandan, aile terbiyesinden… Şimdilerde kimse elin ne dediğini umursamıyor. Elin dediğini geçtim, ana-babanın bakışını takan yok!
Bu program yayın falan değil; bu, topluma zerk edilen bir zehirdir. Gençlerin aklına düşen şehvet, edepsizlik, hadsizlik… Bunların hepsi organize bir çöküşün parçası gibi!
Bu milletin ahlakı reyting için satılamaz! Kadın bedeni, özel hayat, mahremiyet ekran malzemesi yapılamaz! Ve bunu yapanın adı komedyen değil, olsa olsa toplum düşmanıdır!
Ey yetkililer! Ey anne babalar! Ey öğretmenler! Hepimize görev düşüyor. Ekranlardan topluma akan bu çamura ya “dur” dersiniz ya da çocuklarınızı o çamurun içinde büyütmeyi kabul edersiniz!
Benim merak ettiğim konu ise; Yetkililer ne iş yapar? RTÜK, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür Bakanlığı neredesiniz? Her konuda konuşan, her meseleye karışanlar, bu ahlaksızlığın ekranlardan milletin evine, cebine, zihnine girmesine neden göz yumuyor?
Gençliğin zihnine düşen bu zehir, bireyi değil, geleceğimizi çürütüyor. Türk kültürü, edep, haya, aile yapısı, saygı gibi kavramlar yerle bir ediliyor. Ama üç kuruşluk şöhret için sahnede her şeyi yapmaya hazır bir güruh, ne yazık ki ekranları işgal ediyor. Ve bizler bu pespayeliği izlemeye mahkûm ediliyoruz.
Kimsenin ahlaksızlığı özgürlük adı altında pazarlama hakkı yoktur. Bu milletin kültürüne, ahlakına, vicdanına hakarettir bu yayınlar. Ve bu çürümenin karşısında susmak, ona ortak olmaktır.
Uyanın artık! Bu milletin ahlakıyla, kültürüyle, geleceğiyle daha fazla oynamayın!
546 total views, 2 views today

Muhabirliğin yanı sıra topluma katkı sağlamayı amaç edinmiştir.