Sahabe ve biz korana

Allah azze ve celle insanlığa örnek olması için onları, bu mübarek insanları, özel olarak terbiye etti. Peygamber efendimizin emrine vererek onun terbiyesiyle yetişmelerini sağladı. Onun gözetiminde yetişen bu nesil, İslam’ı layıkıyla yaşadı ve tüm insanlığa örnek oldu. Allah o insanlardan razı olduğunu bildirdi, tüm insanlığın onlar gibi İslam’ı yaşaması gerektiğini söyledi. Bizim de doğru yolu bulabilmemiz, onlar gibi iman etmeye, onlar gibi İslam’ı yaşamaya, hayata onların baktığı gibi bakmaya bağlıdır.

Acaba bu insanlar ne yaptı da, Allah bu insanları bu kadar önemsedi ve tüm insanlığa örnek gösterdi?

Onlar öyle bir nesildi ki, böyle bir nesil tarihin hiçbir döneminde ortaya çıkmadı. Bazı insanlar onlar gibi olduysada, topluca bir cemaatin veya topluluğun onlar gibi olduğu görülmemiştir.

Acaba neden?

Bunun nedenini bulmamız için onların İslam’a, Kur’an’a ve Sünnet’e bakışını inceleyerek, bu makama nasıl geldiklerini tespit etmemiz gerekiyor.

Sahabe efendilerimizin temel kaynagı fikirlerini, düşüncelerini, inançlarını gelenek ve göreneklerini kendisi ile değerlendirdikleri, yegane merci Kur’an ve Sünnet’ti. Onlar hayatın her alanını, iş hayatını, ticaretini, sosyal hayatı, düşüncelerini, fikirlerini hep ama hep bu iki kaynağa göre yapıyorlardı.

Buğün bizde belki aynı şeyi söylüyoruz. “Bizde tüm değerlerimizi, fikirlerimizi ve inançlarımızı ondan alıyoruz, hayatımızı ona göre belirleriz” diyoruz. Ama gerçek hayatta durum söylediğimiz gibi mi, bunu biraz düşünmemiz gerek.

Onları sahabe yapan en önemli özelliklerden biride, İslam’ın emir ve yasaklarını tıpkı bir komutandan emir alan asker gibi telakki etmeleriydi. Onlar Kur’anı amele dönük olarak okudular. Kültürlerini geliştirmek, bilgilerini arttırmak, malumatlarını çoğaltmak için okumadılar. Verilen emirleri sorgulamadan anında pratiğe döktüler. Oysa iyi bir asker, komutanı kendisine yat dediğinde yatan, kalk dediğinde kalkan, vur dediğinde vuran askerdir. Bu emirleri sorgulamaya ve neden yatacakmışım, neden vuracakmışım diye sorular sormaya başlayan asker savaşın kaybedilmesine sebep olur.

İşte sahabe nesli komutanının emrini sorgulamayan, kendisine verilen emri hemen yerine getiren asker gibi Kur’an okudu, Sünnet’e icabet etti. Böylece Allah’ın övgüsüne mazhar oldular, Cennet’te altından ırmaklar akan köşklere yerleştiler.

21. yüzyılın müslümanları olarak bizlerde, Kur’an’dan ve Sünnet’ten sahabe efendilerimiz gibi istifade etmek istiyorsak, Rabbimizin emirlerine sarılmalı, sorgusuz ve sualsiz tatbik etmeye koyulmalıyız. Bunu yapabilirsek Allah’ın izni ile sahabe nesli gibi bir nesil olmaya hak kazanacak, bu yüz yılda Rabbini razı eden, kullar olacağız İnşallah.

Ayrıca:

Korona ile mücadelede Mevlam bizlerin ve tüm dünya insanlarının yar ve yardımcısı olsun. Bu gibi nusibetlerden dersler çıkarmayı, tüm dünya insanlarına ve bizlere nasib etsin.

Bol dua edelim…
Bol namaz kılalım…
Bol yardım yapalım
Kendimizin muhasebesini yapalım…

Çünkü Allah (cc) buyurdu ki!

“İNSANLARIN KENDİ ELLERİYLE YAPIP ETTİKLERİ YÜZÜNDEN KARADA VE DENİZDE DÜZEN BOZULDU: BÖYLECE ALLAH DÖNÜŞ YAPSINLAR DİYE İŞLEDİKLERİNİN BİR KISMINI ONLARA TATTIRIYOR.” (Rûm Suresi 41.Ayet)

906 total views, 2 views today

Bir cevap yazın