Kıskanılacak bir sahabe; Sa’d bin ebi Vakkas (R.A)

Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd, alemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebi’ye salat ve selam, O Nebi’nin ellerinde yetişen ve herbiri hayatın farklı alanında, bize rehber olan, Ashab’ı Kiram efendilerimizin hebsine selam, o sahabe içerisinde 14 asır sonra bile, hayat rehberinin sayfalarını çevirdiğimiz zaman, gerçek adam nasıl olur, onu bize öğretecek olan, bu yazının yazılmasına vesile olan Sa’d Bin Ebi Vakkas (r.a)’a selam olsun.

Resululah Efendimizin ” Benim Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz.” buyurduğu yıldızlardan biriside Sa’d Bin Ebi Vakkas’ dır. Müslüman oluşunu şöyle anlatır Sa’d: Rüyamda kendimi kapkara bir yerde gördüm. Derken bir ay doğdu. Onun aydınlattığı yolu takip ediyordum. Benden önce bu yolda giden, Hz. Ebubekir, Zeyd bin Harise, Hz. Ali vardı. Hz. Ebubekir’e siz ne zaman buraya geldiniz dedim. Şimdi geldik dedi. Ve ben uyandım. Uyanınca içimde farklı bir ferahlık duydum. Sonra Hz. Ebubekir’e giderek durumu anlattım, oda beni Resululah Efendimizin yanına götürdü, orada “La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah” diyerek Müslüman oldum.

O günün dünyasında, “La İlahe illallah” diyerek iman eden insanın hayatında, her yönden birçok şey değişiyordu. Evde, işte, aşta hayatın birçok alanında, birşeyler değişiyordu. Bugünün dünyasında bunlar bize garib geliyor, çünkü söylüyoruz birşey değişmiyor. Ama ogün değişiyordu, değiştiği için onlar Cennet’le müjdelendi, değiştiği için onların yolundan gidenleride, Cennet’ine koyacağının müjdesini Allah’u Teala bizlere verdi. İman eden Sa’d Bin Ebi Vakkas’ın hayatındada birçok şey değişiyordu. Annesi de oğlundaki bu değişiklikleri fark ediyor, anlıyor ki oğlu Muhammet’e (s.a.s) iman etmiş.

Hamne Bint Süfyan, Hz. Sa’d’ın annesi. On üç yıllık Mekke hayatında, aklınıza gelebilecek her türlü işkenceyi öz oğluna yapabilecek bir anne Hamne. İşkenceler para etmeyince, işkenceler karşılık bulamayınca annesi çıkacak karşısına, oğluna: ” Muhammed’in (s.a.s)’in getirdiği dinden yüz çevirmezsen, burada oturacağım, yemeyecek, içmeyecek açlıktan öleceğim. Sende Mekke sokaklarında anne katili olarak dolaşacaksın dedi.

Bu çok büyük bir imtihan. İmanın seviyesine göre gelir imtihan, bizim gibi ucuz insanlara ucuz imtihan gelir, ama iman arttıkça imtihanda artıyor. Terazinin iki kefesini düşünün, imtihan dünyasındayız, iman arttıkça imtihan azalmıyor, iman arttıkça imtihan da artıyor. İman artmış Sa’d’da, imtihan da artmış. Neler görmüş, neler yaşamış, ama şimdi öz annesi onu ölümüyle tehdit ediyor. Birkaç gün sonra dayanamamış çıkmış anasının karşısına:

“Ana” demiş. ” Sana olan sevgimi biliyorsun. Vallahi canımı istesen veririm. Ama istediğin şey iman ettiğim bir değerse: Allah’ın adına yemin ederim ki, dinimi senden çok seviyorum. Yüz tane canın olsa ve hergün birini benim gözümün önünde versen, yinede dinimden dönmem” dedi.

Sa’d Bin Ebi Vakkas Hazretlerinin annesiyle başından geçen bu olayı Peygamber Efendimiz duyunca çok hoşnut oldu. Bazı İslam alimleri, Ankebut suresi 8.Ayetinin ” Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik. Ama onlar, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onların sözüne uyma! Sonunda dönüşünüz bana olacaktır. İşte o zaman, vaktiyle yapmış olduğunuz her şeyi önünüze koyacağız.” bu olayın üzerine indiğini, sebeb-i nüzul kitaplarında yazmışlardır.

Nazildir Ankebût, Vakkas’ın hali için,
Sekizinci Sûre hassaten bunun için,
Ebi Vakkas, sevgili kullardan Rabbim’in,
İlk iman eden beşten biridir Vakkas’ım…

1,055 total views, 1 views today

Bir cevap yazın