Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım köşe yazımın ardından onlarca kişiden gelen destek mesajlarıyla karşılaştım. Açık konuşayım: Bu kadar güçlü bir dayanışma, bu kadar yürekli geri dönüş beklemiyordum. Sadece mesleğimi yaptığım için hedefe konduğum bir ortamda, bu destekler bana yalnız olmadığımı gösterdi. İşte bu, bağımsız gazeteciliğin gerçek anlamda yaşadığını ve yaşatıldığını ispatladı.
Sokakta karşılaştığım vatandaşlardan, sosyal medyada mesaj atanlara, sessizce ama yürekten “yanındayız” diyen herkese tek tek teşekkür ederim. Çünkü bu sadece bana verilmiş bir destek değil; doğruya, dürüstlüğe, tarafsız bilgiye ve halkın haber alma hakkına verilmiş güçlü bir onaydır.
Bağımsız gazetecilik kolay iş değil. Hele ki yerelde, güç odaklarının, çıkar çevrelerinin, siyasetçilerin gölgesinde nefes almaya çalışırken. Ama anladım ki; hâlâ hakikati savunan, doğruya değer veren, gerçek gazeteciliği takdir eden insanlar var. Ve onlar olduğu sürece bu kalem eğilmez!
Aldığım mesajlarda ortak bir cümle vardı: “İyi ki yazıyorsun, iyi ki varsın.” Bu cümle benim için bir teşekkür değil, bir sorumluluktur. Bu destek oldukça, biz daha da güçlü yazacağız. Çünkü bu mücadele bireysel bir varoluş olmadığını gösteriyor, toplumun kendini savunma refleksi olduğunu anlatıyor.
Haberin peşinde koşarken yıpranıyoruz, tehdit ediliyoruz, hedef gösteriliyoruz. Ama işte tam da bu noktada arkamızda durduğunuzu görmek, en büyük motivasyon kaynağımız oluyor. Hep dedim, yine diyorum: Bu kalem kimsenin değil, halkındır!
Bu dayanışma için tekrar, içtenlikle teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. İyi ki susmuyorsunuz. Ve iyi ki gazeteciliğin hâlâ bir kıymeti olduğuna inanmaya devam ediyorsunuz.
Birlikte daha güçlüyüz. Çünkü haber susarsa halk çaresiz kalır. Evelallah sizin güçlü desteğinizle buna müsade ve müsamaha göstermeyeceğiz!
220 total views, 1 views today

Muhabirliğin yanı sıra topluma katkı sağlamayı amaç edinmiştir.