Hz. Zübeyr Bin Avvam (R.A)

Hz. Zübeyr İslam’a gönül veren ilk bahtiyarlardandır. Peygamber’imizin en yakın dava arkadaşıdır. Ayrıca halası Hz. Safiyye’nin oğludur. Hz. Zübeyr küçük yaşta yetim kaldığından, dolayı annesi tarafından yetiştirildi. Annesi oğlunun terbiyesinde, çok titiz davrandı. Onu hayata hazırlamak için bazen dövdüğüde olurdu. Bunu görenlerin çocuğu helak edeceksin demelerine karşı Hz. Safiyye ” Benim oğlumu dövmem onu sevmediğimden değildir. Ben onun akıllı adam olması, ilerde orduları bozguna uğratan kahraman olması için terbiye ediyorum derdi.”

Gerçekten Hz. Zübeyr’in annesinden aldığı bu terbiye, hayatına aksetmiştir. O cesareti ve kahramanlıgı ile tanınmış, Müslüman olduktan sonra da, canını feda eder derecede ileri atılmıştır. Mekke’de müşriklerin Müslüman’lara göz açtırmadıgı bir zamanda, Peygamber’imizin öldürüldüğünü duydu. On beş yaşında Müslüman olan Hz. Zübeyr o sıralar çok gençti. Hadisenin mahiyetini anlamadan, kılıçına sarılarak müşriklere ders vermek için yola çıktı. Yolda kendini gören Peygamber’imiz (s.a.s) “Ne oldu Zübeyr” diye sordu. Birdenbire şaşırdı Zübeyr, meselenin aslını öğrendi ve Peygamber’imize “Anam babam sana feda olsun ya Resulullah, senin öldüğünü duydum, müşriklere haddini bildirmeye gidiyordum” dedi. Peygamber’imiz onu teskin etti ve hayır duada bulundu. Böylece İslam tarihinde küffara karşı ilk kılıç çeken Hz. Zübeyr olmuş oldu.

Daha sonra önce Habeşistan’a hicret etmiş, yıllarca orada kalmış, sonra Peygamber Efendimizin Medine’ye hicret ettiğini duymuş ve oda Medine’ye hicret etmiştir. Medine’de Resulullah’a kavuştuktan sonra onun emrinden hiç ayrılmadı. Hüzünlü ve sevinçli günlerinde hep yanında bulundu. Bütün muharebelerde Peygamber’imizin yanında yer aldı.

Hz. Zübeyr Bedir savaşında, başına sarı bir sarık sarmıştı. Zübeyr’in düşman karşısındaki kahramanlığını gören Allah Resül’ü onun kahramanlığını ” Meleklerin Bedir’e sarı başlıklarla, Zübeyr’in suretinde indiklerini görüyordum.” diyerek onu övüyordu.

Uhut savaşında Resulullah’ın yanı başında çarpışan birkaç fedaiden biri de Zübeyr’di. Hendek savaşında, müşriklerin hücumlarını püskürten ve üstün gayret gösteren Hz. Ali’nin yanında Zübeyr’de vardı. Yahudilerin Peygamber’imizle olan anlaşmayı bozmalarından sonra, Peygamber’imiz onların üzerine gidecek bir kumandan arıyordu. ” Kim gidecek” sualine Hz. Zübeyr her defasında ” ben ya Resulullah” dedi. Peygamber’imiz Hz. Zübeyr’e ” Anam, babam sana feda olsun ey Zübeyr” diyerek ona iltifatta bulundu.

Mekke’nin fethinde Peygamber’imizin sancaktarı idi. Huneyn savaşında, Peygamber’imizin etrafında kalan onu yalnız bırakmayan kahramanlar arasında Zübeyr’de vardı. Taif Mahasarasında o vardı, zorlu Tebük seferinde hazır bulundu. Peygamber’imizin veda haccında yine oradaydı Zübeyr bin Avvam ( r.a ).

Geçimini ticaretle sağlayan, Hz. Zübeyr zengin sahebelerdendi. Son derece cömert ve eli açık, kerem sahibiydi. Birçok fakir Müslüman’ın geçimini üzerine almıştı. İnancı uğruna bütün varlığını feda edecek, derecede fedakar, azimli kararlarında hakkı takip eden, mert bir kişilikti. Müslüman’lar arasında emanete riayette meşhurdur. Sahabeler en kıymetli eşyalarını ona emanet ederlerdi. Bu vasfından dolayı Hz. Ömer ona ” Dinin bir rüknü” ifadesiyle metederdi.

Peygamber Efendimizin ” Her Peygamberin havarisi ( yardımcısı ) vardır, benimde havarim Zübeyr’dir” diyerek övdüğü Zübeyr bin Avvam hazretleri, ahiretdeki mükafatını daha dünyada iken öğrenmişti. Kainatın Efendisi onu ” Talha ile Zübeyr Cennette benim komşularımdır ” müjdesiyle bahtiyarlar sınıfına koyuyordu.

Zübeyr bin Avvam ( r.a ) 64 yaşında Cemel savaşında Amr bin Cürmüz tarafından şehit edilmiştir.

Allah’ım şehadetini kabul etsin, bizleride Cennet’te bu büyük sahabeye komşu eylesin…

1,236 total views, 3 views today

Bir cevap yazın